Agora Meyhanesi |
Sana bu satırları Bir sonbahar gecesinin Felç olmuş köşesinden yazıyorum. Beşyüz mumluk ampullerin karanlığında Saatlerdir, boşalan kadehlere Şarkılarını dolduruyorum, Tabağımdaki her zeytin tanesine Simsiyah bakışlarını koyuyorum* Ve, kaldırıp kadehimi Bu rezilcesine yaşamların şerefine içiyorum: Burası Agora Meyhanesi Burda yaşar aşkların en madarası Ve en şahanesi Burda saçların her teline Bir galon içilir Sen, bu sekiz köşeli meyhaneyi bilmezsin Bu sekiz köşeli meyhane seni bilir. Burası Agora Meyhanesi Burası arzularını yitirmiş insanların dünyası. Şimdi içimde sokak fenerlerinin yalnızlığı Boşalan ellerimde Kahreden bir hafiflik. Bu akşam Umutlarımı meze yapıp içiyorsam Elimde değil. Bu da bir nevi namuslu serserilik. Dışarıda hafiften bir yağmur var Bu gece benim gecem Kadehlerde alaim-i semaların raksettiği, Gönlümde bütün dertlerin Hora teptiği gece bu Camlara vuran her damlada Seni hatırlıyorum Ve sana susuzluğumu... Birazdan plaklarda şarkılar susar, Kadehler boşalır, Umutlar tükenir Mezeler biter Biraz sonra Bir mavi ay doğar tepelerden Bu sarhoş şehrin üstüne, Birazdan bu yağmur da diner. Sen bakma benim böyle delice efkarlandığıma, Mendilimdeki o kızıl lekeye de boşver Yarın gelir çamaşırcı kadın Herşeyden habersiz onu da yıkar; Sen mes'ut ol yeter ki Ben olmasam ne çıkar. Dedim ya: Burası Agora Meyhanesi Bir tek iyiliğin tüm kötülüklere Meydan okuduğu yer Burası Agora Meyhanesi, Burası kan tüküren Mes'ut insanların dünyası... |
Sunday, April 7
No, You Love Me But I Mean Nothing At All To You
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment